Bulmaca Sözlüğü ve Cevapları: kaldırmak

Cevapları Tanım bulmaca
   
9kaldırmakArgoda hırsızlık yapmak, çalıp götürmek



kaldırmak [sıfat] - Nedir?

  1. Bulunduğu yerden almak.
  2. Yukarı doğru hareket ettirmek
    • "(Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.)" (S. F. Abasıyanık)
  3. Yükseltmek.
  4. Ürün toplamak, taşımak.
  5. Çekmek, taşımak.
  6. Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek
    • "(Meclis ... olağanüstü hâli kaldırabilir.)" (Anayasa)
  7. Hastayı hastaneye götürmek
    • "(Yarasının dikişleri koptu dün öğleden sonra, Fransız Hastanesi'ne kaldırdılar.)" (A. Gündüz)
  8. Tören yaparak ölüyü gömmek.
  9. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Toplamak
    • "(Anası, kardeşi ile hep beraber sofrayı kaldırdılar.)" (N. Cumalı)
  10. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Alıp başka yere götürmek.
  11. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Uyandırmak
    • "(Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni.)" (Halk türküsü)
  12. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Piyasadan çekmek.
  13. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak.
  14. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Kaçırmak
    • "(Yakın köyden kaldırdığı bir yosmayı sarhoş etmekle meşguldü.)" (S. F. Abasıyanık)
  15. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] İyi etmek, iyileştirmek.
  16. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Bir şeyden çokça satın almak.
  17. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Tayin etmek, atamak
    • "(Günün birinde bu müdürü başka, daha önemli bir yere kaldırdılar, buraya da bir başka müdür getirdiler.)" (M. Ş. Esendal)
  18. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Yok etmek, ortadan silmek
    • "(Yeryüzünden hayali kaldırın, dünya bir taş ve toprak yığınından ibaret kalır.)" (O. S. Orhon)
  19. [mecaz] Katlanmak, tahammül etmek
    • "(Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim, ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum.)" (S. F. Abasıyanık)
  20. [mecaz] Uygun gelmek, götürmek, yakışmak.
  21. [argo söz] Çalmak, aşırmak.



kaldırmak - Eş Anlamlısı  :