Bulmaca Sözlüğü ve Cevapları: çıkmak

Cevapları Tanım bulmaca
   
6çıkmakKapalı bir yerden dışarıya gitmek
6çıkmakAdı ..., kötü şöhret kazanmak
6çıkmakSokak ağzında biriyle sevgili olmak
6çıkmakGirmek kelimesinin zıddı



çıkmak [sıfat] - Nedir?

  1. İçeriden dışarıya varmak, gitmek
    • "(Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık.)" (F. R. Atay)
  2. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
    • "(Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı.)" (Atatürk)
  3. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
    • "(Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum.)" (H. Taner)
  4. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
    • "(Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık.)" (Y. Z. Ortaç)
  5. Süresi dolduğunda ayrılmak.
  6. Yapılmak, yürümek.
  7. Yetişecek ölçüde olmak.
  8. Eksilmek.
  9. Meydana gelmek
    • "(Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır.)" (R. N. Güntekin)
  10. Sıyrılmak, ayrılmak.
  11. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak.
  12. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek
    • "(Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra.)" (T. Dursun K)
  13. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir şeyin yukarısına doğru yürümek
    • "(Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık.)" (R. H. Karay)
  14. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak.
  15. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] İş için, yetkili birinin makamına gitmek.
  16. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak.
  17. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Gitmek, koyulmak
    • "(Yola çıkmadan evvel eve gitmek, uyumak istedim.)" (M. Ş. Esendal)
  18. [(nesne almayan fiil)] Bir konu yetkililerce karara bağlanmak.
  19. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Birdenbire görünmek
    • "(Neden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı?)" (F. F. Tülbentçi)
  20. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Mal olmak.
  21. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Oyunda herhangi bir rolü oynamak
    • "(Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı.)" (B. R. Eyuboğlu)
  22. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir yere ulaşmak, varmak
    • "(Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar.)" (M. Ş. Esendal)
  23. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Karaya ayak basmak
    • "(1919 senesi Mayısının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım.)" (Atatürk)
  24. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Yayılmak, duyulmak
    • "(Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu.)" (A. H. Tanpınar)
  25. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Olmak, bulunmak, var olmak
    • "(Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı.)" (O. C. Kaygılı)
  26. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir iddia ile ortalıkta görünmek
    • "(Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın.)" (P. Safa)
  27. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Yayılmak.
  28. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek.
  29. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bulaşmak.
  30. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Binaya kat eklemek.
  31. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak
    • "(Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?)" (M. Ş. Esendal)
  32. [(nesne almayan fiil)] Niteliği sonradan anlaşılmak
    • "(Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı. İstemem artık gözüm görmesin, soğudum, iğrendim. Atın evimden dışarı.)" (R. N. Güntekin)
  33. [(nesne almayan fiil)] Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak.
  34. [(nesne almayan fiil)] Yerinden oynamak
    • "(Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı.)" (R. N. Güntekin)
  35. [(nesne almayan fiil)] Görünür veya belli bir durumda bulunmak.
  36. [(nesne almayan fiil)] Oluşmak, olmak.
  37. [(nesne almayan fiil)] Piyasaya sürülmek.
  38. [(nesne almayan fiil)] Bitmek, büyümek, sürmek.
  39. [(nesne almayan fiil)] Verilmek.
  40. [(nesne almayan fiil)] Ay veya mevsim geçmek.
  41. [(nesne almayan fiil)] Yeni yetişip satışa sunulmak.
  42. [(nesne almayan fiil)] Yükselmek, artmak.
  43. [(nesne almayan fiil)] Artırmak, fiyatı yükseltmek.
  44. [(nesne almayan fiil)] Sesini yükseltmek.
  45. [(nesne almayan fiil)] Büyük abdest bozmak.
  46. [(nesne almayan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Giderilmek, yok olmak.
  47. [(-den durum kiyle kullanılan fiil)] Unutmak.
  48. [(-den durum kiyle kullanılan fiil)] Ay, güneş görünmek
    • "(Hava açılmış, ay çıkmıştı.)" (R. H. Karay)
    • "(Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu.)" (Y. K. Karaosmanoğlu)
  49. [(nesne almayan fiil)] Yayımlanmak
    • "(Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu.)" (Y. Z. Ortaç)
  50. [(nesne almayan fiil)] Gelmek
    • "(Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakiyle derhâl sezmişti.)" (R. H. Karay)
  51. [(-den durum kiyle kullanılan fiil)] Gerçekleşmek
    • "(İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!)" (M. Ş. Esendal)
  52. [(-den durum kiyle kullanılan fiil)] Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak.
  53. [(-den durum kiyle kullanılan fiil)] Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek.
  54. [(ile edatıyla kullanılan fiil)] Flört etmek
    • "(Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım.)" (A. İlhan)
  55. [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Erişmek, görmek
    • "(Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım.)" (S. F. Abasıyanık)
  56. [mecaz] Harcamak zorunda kalmak.
  57. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil), argo söz] Vermeye katlanmak.



çıkmak - Eş Anlamlısı  :