Bulmaca Sözlüğü ve Cevapları: vurmak

Cevapları Tanım bulmaca
   
6vurmakSilahla bir canlıda yara açmak veya onu öldürmek
6vurmakTopa ..., vücudun çeşitli kısımlarını kullanarak topu atmak


vurmak [sıfat] - Nedir?

  1. Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak.
  2. Ses çıkarmak için, bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
    • "(Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor.)" (R. H. Karay)
  3. Etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, aksetmek
    • "(Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur.)" (R. H. Karay)
  4. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Hızla değmek, çarpmak.
  5. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Sürmek.
  6. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Takmak, koymak
    • "(Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!)" (Y. K. Karaosmanoğlu)
  7. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bağlama, ilişkilendirmek
    • "(Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar.)" (R. H. Karay)
  8. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Olduğundan başka biçimde görünmek.
  9. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak.
  10. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Uygulamak, basmak, koymak.
  11. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak.
  12. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Amaçladığı şeye rast getirmek.
  13. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Hızla çarpmak.
  14. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Silahla yaralamak, öldürmek
    • "(Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar, kızı saraya götürmüş, padişahın oğluna vermişler.)" (H. E. Adıvar)
  15. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Dokunmak, hasta etmek.
  16. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek.
  17. [(nesne almayan fiil)] Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak
    • "(Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu.)" (H. Taner)
  18. [(nesne almayan fiil)] Piyango vb. çıkmak, isabet etmek.
  19. [(nesne almayan fiil)] Üzerinde görünmek, üzerine düşmek.
  20. [(nesne almayan fiil)] Desteklemek, dayamak.
  21. [(nesne almayan fiil)] Çıkmak, görünmek.
  22. [(nesne almayan fiil)] Sırtına, omzuna yerleştirmek
    • "(Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu.)" (H. Taner)
  23. [(nesne almayan fiil)] Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak.
  24. [(nesne almayan fiil)] Tavla oyununda pulu kırmak.
  25. [mecaz] Çok etki etmek, yaralamak.
  26. [argo söz] İçki içmek.
  27. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil), argo söz] Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak.
  28. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil), matematik] Çarpma işlemini yapmak.



vurmak - Eş Anlamlısı  :