Bulmaca Sözlüğü ve Cevapları: bırakmak
bırakmak [sıfat] - Nedir?
- Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Koymak
-
"(Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı.)"
(T. Buğra)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir işi başka bir zamana ertelemek.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Unutmak.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Saklamak, artırmak.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
-
"(Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı.)"
(F. R. Atay)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Engel olmamak
-
"(Bırak, burasını benim defterimden okuyayım.)"
(Ö. Seyfettin)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Sarkıtmak.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak
-
"(Hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu.)"
(C. Uçuk)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek
-
"(Gerçekten sigarayı bıraktı, bıraktı ama huzuru da, sükûnu da kalmadı.)"
(H. E. Adıvar)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak
-
"(Bu yazarın bir de Fransızca kitabını almıştım, ama sıkılmış bırakıvermiştim.)"
(R. H. Karay)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bıyık veya sakal uzatmak.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak
-
"(Bıraksam, acaba beyaz bir çift güvercin gibi uçarlar mı?)"
(R. H. Karay)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Boşamak
-
"(Bıraktıkları zevcelerini yine canları isterse tekrar alabilirler.)"
(Ö. Seyfettin)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Kötü bir durumda terk etmek.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Ayrılmak, terk etmek
-
"(Mahalle arasındaki küçük dükkânını bırakarak karısını, şehrin başka bir tarafında bir eve yerleştirdi.)"
(P. Safa)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Sınıf geçirmemek, döndürmek.
- [(-e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek
-
"(Başkalarına on ikiye veriyoruz, ama, sana onar kuruştan bırakayım.)"
(M. Ş. Esendal)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Bakılmak, korunmak için vermek.
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Yanına almamak, yanında götürmemek
-
"(Telgrafhanede bir zabit bırakarak işinin başına gitmesini rica ettim.)"
(Atatürk)
- [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)] Sahiplik hakkını başkasına vermek.
- [(nesne almayan fiil)] Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak.
- [(nesne almayan fiil)] Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek.
bırakmak - Eş Anlamlısı :
|
Bulmaca Sözlüğü ve Cevapları
Bulmaca sözlük, Bulmaca sözlükleri, Bulmaca Kelimeleri, Bulmaca Cevapları, Bulmaca ve Cevapları. Bulmaca sözlüğü bulmacalarda çıkan sorulardan oluşan bir sözlük oluşumudur. Bulmacada çıkan bilemediğiniz soruları arayarak kolayca bulabilmenizi sağlar.