Bulmaca Sözlüğü ve Cevapları: çıkarmak

Cevapları Tanım bulmaca
   
8çıkarmakBaştan __; Kandırmak, aklına girmek
8çıkarmakKaçırmak kelimesinin anagramı
8çıkarmakBaştan ....; Kandırmak, aklına girmek


çıkarmak [sıfat] - Nedir?

  1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
    • "(Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı.)" (Ö. Seyfettin)
  2. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Sonunu getirmek.
  3. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
  4. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Bulmak, ortaya koymak.
  5. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Hatırlamak
    • "(Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım.)" (N. Cumalı)
  6. [nesne almayan fiil] Döküntülü hastalığa tutulmak.
  7. [nesne almayan fiil] Çok hoşlanmak
    • "(Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu.)" (R. H. Karay)
  8. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
  9. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Sağlamak, elde etmek.
  10. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Gibi göstermek, bir davranış yüklemek.
  11. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] Sindirim yolundan dışarı atmak.
  12. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)] İlgisini keserek uzaklaştırmak.
  13. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
    • "(İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti.)" (S. F. Abasıyanık)
  14. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Yayımlamak
    • "(Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı.)" (O. S. Orhon)
  15. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Gidermek.
  16. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Sebep olmak, yol açmak
    • "(Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı.)" (R. H. Karay)
  17. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Yapmak, üretmek.
  18. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Sunmak.
  19. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Göstermek
    • "(Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın.)" (M. Ş. Esendal)
  20. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
    • "(Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami...)" (H. Taner)
  21. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Yollamak, göndermek.
  22. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Yükü boşaltmak
    • "(Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.)" (R. H. Karay)
  23. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Resim yapmak.
  24. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil)] Fotoğraf çektirmek.
  25. [mecaz] Söylemek
    • "(Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır.)" (O. C. Kaygılı)
  26. [(-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil), matematik] Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek.



çıkarmak - Eş Anlamlısı  :